
Tabi Saron un baris yanlisi olmasina inanmak onun gecmisine bakinca cok daha zorlasiyor. Israil ordusunda ki gorevi sirasinda Filistinlilere karsi bircok operasyon da bulunan, Lubnan da ki Filistin kamplarinda katliamlar yaparak insanlik sucu isleyen, Mescid-i Aksa yi ziyaret etmesi bile ikinci bir intifadayi baslatan bir liderin niyeti konusunda supheci olmak o kadar da yadirganacak bir durum degil.
Yalniz gectigimiz hafta Nobel Baris odullu ve Israil-Filistin baris gorusmelerinin bas aktorlerinden Simon Peres in Isci Partisinden ayrildigini ve Saron un yeni kurdugu Kadim Partisini destekleyecegini aciklamasi ikinci bir sok dalgasi yaratti. Peres in Saron a verdigi bu destek bu yeni partinin kredibilitesini de arttirdi. Hem Gazze Seridinden cekilmesi hem de bu son politik manevrasi ile ozellikle Israil disinda ki yahudi toplumundan tepki goren ve adeta vatan haini ilan edilen Saron'un yurticinde ise popularitesi giderek artiyor. Son yapilan kamuoyu yoklamalarinda Kadim onde giderken, Saron'un eski partisi Likud da buyuk bir oy kaybi gozukuyor.
Temmenimiz bunun sadece iktidar da kalmak icin siyasi bir manevra olmayip Saron un Siyonist goruslerinden vazgecip samimi bir donusum gecirerek gecmisi geride birakip kendini gercekten barisa adamis olmasidir. Son yillarda Israil toplumunda kutuplasmalara yol acan olaylara ragmen Turkiye gibi Israil 'in de ilimli merkeze yonelimi, artik cok gecikmis kalici bir Israil-Filistin barisi acisindan gercekten umut verici ama tabi ki herseyi zaman gosterecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder