18.9.05
2. Schröder Mucizesi: SPD-FDP-Yeşiller ve SPD-Sol-Yeşiller Seçenekleri Denemeli
Gerhard Schröder geçen seçimlere de son ana kadar rakibi Hristiyan Demokrat Edmund Stoiber'in oldukça gerisinde kalarak girmişti. Buna rağmen son haftalarda yaptığı çıkışlarla Hristiyan Demokratlarla aradaki farkı kapattı ve 6 bin oy farkıyla (60 milyon seçmenin olduğu bir ülkede gerçekten 'kılpayı' bir zaferdi) Hristiyan Demokratları birkaç milletvekili farkla geçti, ve ortağı Yeşiller'in Hristiyan Demokratların gayri-resmi ortağı Hür Demokratlara fark atması sayesinde bir kez daha hükümeti kurdu. Bu seçimlerde aynı başarıyı yakalanması mümkün değildi. Çünkü partisinin sol kanadının önemli bir kesimi Sosyal Demokratlardan koparak eski Doğu Alman Komünistlerinin partisi PDS (Demokratik Sosyalizm Partisi) ile birleşerek Sol Partiyi kurdu. Seçimde önce yapılan tüm araştırmalar ve Almanya içinde ve dışındaki beklentiler Angela Merkel liderliğinde Hristiyan Demokratların en az %5 (3 milyon oy) fark atarak seçimden birinci parti çıkacağını ve Hür Demokratlarla anlaşarak az bir farkla da olsa hükümeti kurabileceğini öngörüyordu. Hristiyan Demokrat-Hür Demokrat sağcı bloğun oyları %%50-%52 civarında tahmin ediliyordu. Bakın şimdi Schröder'in karizması ve kişiliğinin halk arasındaki popülerliği ve siyasetteki ustalığı onun son birkaç hafta içinde Hristiyan Demokratları yakalamasını sağladı. Bugünkü seçim sonuçlarına göre Hristiyan Demokratlar (CDU) %35.2, Sosyal Demokratlar (SPD) %34.1, Hür Demokratlar (FDP) %10, Sol Parti (Linke) %8.6, ve Yeşiller (Grüne) de %8.1 oy aldı. Merkel ve Schröder arasında en az %5 (3 milyon seçmen) olacağı tahmin edilen fark %1 (600 bin) olarak ortaya çıktı. Seçimin sürprizini ekonomideki iki uç, liberal sağcı Hür Demokratlar ve sosyalist planlamacı-eski komünist Sol Parti yaptı. Seçimin galipleri SPD, FDP, ve Linke, mağlupları da şüphesiz CDU ve Yeşillerdir. Sağcılara yardımcı olan tüm koşullara ve finansal ve uluslararası kamuoyunun ve Papa'nın ve ABD'nin desteğine rağmen CDU'yu başarısızlığa mahkum eden Angela Merkel de selefi Edmund Stoiber gibi hemen istifa ederse yerinde olur. Bütün gözlemciler CDU-SPD büyük koalisyonu bekliyor. Halbuki seçim sonuçları, SPD parti şefinin de dediği gibi halkın Şanşölyelikte Schröderi görmek isteklerini bir kez daha ortaya koydu. Dahası, CDU-FDPyi bir blok, SPD-Grüne'yi bir blok olarak görmek sol kesime haksızlıktır diye düşünüyorum çünkü seçimin dördüncü büyük partisi olan Linke de adından da anlaşılabileceği gibi bir Sol parti. Dahası Linke'nin yarısı SPD'den kopanlardan oluşuyor. Geçen seçimde %4 ile baraj altı kalan PDS'nin bugün %8 ile oylarını iki katına çıkarmış olmasında SPD'den kopanların rolü çok belirgin ve önemlidir. Seçmenin %50.2'si yani mutlak çoğunluğu (SPD-Grüne-Linke) SOL partilere oy verdi. Sağ partiler (CDU-FDP) bütün çabalara ve kötü ekonomik duruma ve yüksek işsizliğe rağmen oyların ancak %45.2'sini alabildiler. Ben şahsen büyük koalisyon fikrine karşıyım. Merkel ve partisi sırf seçmenin üçte birinin oyunu alabildiler diye böyle birşey haketmiyorlar. Dahası, CDU'nun oyu, Stoiber'in kaybetip istifa ettiği geçen seçime göre bile daha düşük! Seçmenin CDU'ya olan ilgisi artmamış tam tersine büsbütün azalmış. SPD'deki azalma zor dönemde iktidar olan her partinin uğrayacağı tarzda bir yıpranmanın sonucu. Seçmen Hür Demokratları ve (özellikle Doğu Alman seçmen) Sol Partiyi daha çok görmek istediğinin mesajını verdi. Bu şartlar altında, benim tercihim SPD-CDU arasında bir büyük koalisyon yerine SPD-Linke-Grüne arasında bir Sol Koalisyon veya en iyisi SPD-FDP-Yeşiller arasında bir Liberal Sol koalisyon kurulmasıdır. Eğer Hür Demokratlar ikna edilebilirse benim düşünceme göre en iyisi SPD-FDP-Grüne ittifakı olur, çünkü böylesi bir koalisyon hem -SPD sayesinde- Almanya içinde sosyal haklara duyarlı olmaya devam eder, hem FDP sayesinde iş çevrelerinin ve uluslararası piyasaların arzu ettiği bir takım reformları yapabilecek cesareti göserir, hem de bu reformlar uğruna kenarda köşede kalmış grupların ve doğal çevrenin büsbütün zarara uğratılmasına -Yeşiller sayesinde- karşı çıkar. Tabi ki bu amaçlar pekçok konuda birbiriyle çelişiyor ve çelişecek. Dolayısıyla SPD ve FDP sosyal güvenlik reformunda, vergiler konusunda ve ekonomiyi ilgilendiren pekçok konuda karşı karşıya gelecek ve çatışacak. Fakat en sonunda SPD -Sol Parti Linke'nin aksine- yeniden yorumlanmış, reforma uğramış liberal Sol'un temsilcisi. Sosyalizmden çok Tony Blair ve Bill Clinton soluna yakın. Bu sebepten SPD-FDP ortaklığı bir hayal olmamalı. Öte yandan Yeşiller de dünya çapındaki liberal sol hareketin bir yan kanadı ve alt öğesi sayılmalı. Siyasal haklar ve düşünce özgürlüğü gibi konularda Yeşiller ve Hür Demokratlar birbirine herkesten daha yakın ve benzer olmalı. Uzun lafın kısası, SPD-FDP-Yeşiller koalisyonu gerçekleşebilir ve gerçekleşmeli. Türkiye açısından bu koalisyon AB üyeliğinin hızla gerçekleştirilmesine ve Almanya'nın koşulsuz Türkiye'nin desteklemesine katkıda bulunur. Sonuçta Türklerin büyük çoğunluğu SPD ve Yeşillere oy veriyor. Oysa Türklerin hemen hiç oy vermedikleri CDU -ki başkanı Merkel tam bir Türk düşmanı, oy tabanı Katolik Almanlar da Türkiye karşıtı Alman Papa'nın desteğiyle Türk düşmanlığını iyice azıtabilirler- ve SPD arasındaki bir koalisyon Türkiye'ye büyük zarar verir, yarım ağızlı bir Türkiye destekçiliğini -belki de onu bile değil- sağlar. Buna karşın Türkiye açısından en Türk dostu ve destekçisi hükümet koalisyonu şüphesiz üç sol partinin koalisyonu (SPD-Linke-Grüne) olur. Sonuçte en çok Türk aday gösteren parti açık farkla Linke oldu. Linke'nin 9 Türk aday göstermesine karşı, Yeşiller 5, SPD ise 3 Türk aday gösterdi. CDU ve FDP ise birer Türk aday göstererek Türkiye'ye karşı soğuk yaklaşımlarını birkez daha kanıtlamış oldular. Partilerdeki Türk aday sayısı Türkiye'ye yaklaşımları için mantıklı bir ölçüt sayılabilir. Fakat Sol partinin -eski doğu Alman komünist partisi olması sebebiyle- aşırı sol görüşleri ve Almanya genelinde hiç de sevilmemesi SPD ve Yeşillerin onlarla koalisyon yapmasının çok zor ve neredeyse imkansız kılıyor. Oysa sol-sağ düzleminde böylesi bir Sol koalisyon pekala mümkündür ve Almanya'daki Türk azınlığa ve Türkiye'ye en çok yarar sağlayacak olan da böylesi bir koalisyondur. Fakat elbette Sol Partiyle yapılacak bir koalisyon uluslararası piyasaları, iş çevrelerini, finansal kurumları paniğe ve hatta dehşete sürükler ki bunun da Alman ekonomisine etkisi hiç de iyi olmaz kanaatimce. Bu sebeple, Türkiye'ye ve Türk azınlığa yakınlığına rağmen, Alman iç siyasetine ve iş çevrelerinin tercihlerine çok ters ve dolayısyla kurulması ve yaşatılması çok zor olduğu için SPD-Sol-Yeşiller seçeneğini bir kenara bırakıp, SPD-FDP-Yeşiller koalisyonuna yönelmek gerekir. Maalesef seçim sonrası ilk yorumlar dogmatik bi şekilde CDU-SPD arasında büyük koalisyonu kaçınılmaz bir sonuç gibi gösteriyor. İnşallah Hür Demokratlar ve SPD-Yeşiller akıllı ve duyarlı davranarak biraraya gelebilir. Böylesi bir koalisyon Türk azınlığa ve Türkiye'ye güvence sağlar ve yarar getirir, yoksul kesimi de ekonomik reformların en tehlikeli ve aşırı sonuçlarında bir nebze de olsun korumayı başarır. SPD-CDU arasındaki bir büyük koalisyon bunlardan hiçbirini yapmayacağı gibi Türkiye için, Müslüman ve diğer azınlıklar için, yoksul ve işçi kesimi için tam bir felaket olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)