22.11.05

Kurt Realitesinin Bugun ki Durumu

Farkina vardim ki bu blog yayina basladigindan beri Turkiyenin onemli sorunlarindan biri olan Kurt sorunu ile ilgili bir yazi yazilmamis, bende Hakkari de ki son gelismeler isiginda konuya deginmek istedim.

Cok degil 1999 yilininin Subat ayinda bir odul toreninde unlu sarkici Ahmet Kaya "Kurt realitesini kafaniza vurucam" dedigi icin kufur ve catal, bicak yagmuruna tutulmustu. Bu olaydan kisa bir sure sonra aleyhine baslatilan kampanyadan dolayi ulkeyi terk etmek zorunda kalmisti. Belki farkinda degiliz ama gecen alti senede aslinda cok sey degisti ama ne yazik ki Ahmet Kaya nin omru ne halk icinde Kurtce sarki soyleyebilmeye ne de degisimleri gormeye yetmedi. Yine bundan 10-15 sene oncesine kadar Kurt kelimesi agiza bile alinmiyor hatta "Dag Turkleri" diye bile adlandiriliyorlardi. Simdi ise meydanlarda Basbakan bas bas Kurt sorunu diye bagirmakta.

Son yillarda biraz da AB nin de kamcilamasi ile AKP hukumetinin Kurt sorunu hakkinda onemli aciklamalari ve adimlari var. Ayni zamanda medyanin onderliginde toplumunda bu konuda daha duyarli ve acik fikirli olmaya basladigini goruyoruz. Askerimiz de bu mucadelenin sadece silahla kazanilamayacaginin ve sorunun sosyal boyutunun farkinda. Cozum icin ilk adim problemin oldugunu kabullenmek ve teshisi koymaktir ve artik Turkiye Cumhuriyeti gec de olsa bunu yapmaktadir. Somut adimlara gelince bu konuda hala belki Kurtce konusundan baska bir ilerleme kaydedilmedi ne yazik ki.

Hep bilinen sey sorunun basta ekonomik olduguydu ama 30 senedir bu konuda kapsamli bir proje uretilemedi ve sadece tesvik ile sorunun cozulemeyecegi artik anlasilmistir umarim. Guneydoguyu kalkindiricak denen GAP projesinin ne kadar demode oldugu, artik kar getirmeyen eski bir ekonomik yapiya dayandigi gorulemedi ve bu yuzden koyden kente goc ve yoksulluk onlenemedi. Hakkari de gelisen son olaylar gosterdi ki Turkiye artik reflekslerini pozitif yonde kullanmaya ve karsi bir tepki olusturmak yerine sorunlari anlamaya ve cozmeye yoneliyor. Ancak sosyal ve kulturel reformlar ekonomik gelisimle desteklenmezse sorunu cozmeye yetmeyecektir.

Basbakanin konudaki aciklamalari gec kalmis ama manali bir jest idi, artik lafi birakip somut adimlarin atilmasi lazim. Devletin askeriyesinden ilgili bakanliklarina, DPT ve hatta uluslararasi kurumlara kadar tum kuruluslarini ve yetkilerini kullanarak ozel bir komisyon kurmasi ve Dogu ve Guney Dogu Anadolu bolgesi icin taze, realist ekonomik modeller ve cozumler uretmesi gerekmekte, yoksa caresiz halkin tekrar siddete sarilmasi cok muhtemel gozukuyor.

18.11.05

Basiniza Turban Kadar... ve Soz Gumus Ise Sukut Altindir Sayin Erdogan


Biz tartismak. konusmak ve yazmaktan biktik ama gundemde yine turban veya bazi kesimlerin deyisi ile "basortusu"sorunu var. Bu sefer ne Cumhurbaskani, ne meclis baskani ne de Basbakanin kiskirtmalari ile degil AIHM nin Leyla Sahin in actigi dava ile ilgili karari ile bu sorun yeniden gundeme geldi. Bir gazetemiz AIHM nin karari ile "Bu defter kapanmistir" diye bile baslik atti. Ne yazik ki bu defter, binlerce insan bu durumdan magdur oldugu surece ve laik ile siyasi cekismelerin odak noktasi olmaya devam ettikce, gundemimizi suni de olsa mesgul etmeye devam edecek.

Benim bu yaziyi yazmamdaki amac AIHM nin kararini veya Turban(Basortusu) konusunu tartismak degil, zaten bunu yayin kuruluslari, yazarlar ve dusunurler fazlasi ile yapiyor. Benim dikkat cekmek istedigim unsur Basbakan Sayin Erdoganin bu ve baska konularda ki aciklamalari. Her ne kadar Basbakanin ulema ve basortusu ile ilgili sozlerinin carpitilip medya tarafindan malzeme yapildigini dusunsem de, turban konusunda dikkatli bir politika izleyen Basbakanin bu kadar yanlis anlasilabilicek ve gerginlik yaratabilecek bir aciklama yapmis olmasina anlam veremiyorum.

Artik uc seneyi askin bir suredir Basbakanlik gorevini yuruten ve 2 donem Istanbul Belediye Baskanligi yapan Sayin Erdogan'in ne zaman konusup, ne zaman yorum yapmamasi gerektigini ve ozellikle kendisine cephe alan sol medya ya malzeme vermemesi gerektigini dusunuyorum. Sadece Basbakan olarak degil, yine gereksiz baska bir konusmasi yuzunden hapis yatmis bir kisi olarak daha dikkatli olmasi gerekir. Simdi bu son yaptigi konusma yuzunden belki savcilik tarafindan yine gereksiz ama buyuk gerginlik yaratabilecek bir sorusturma acilma ihtimali bile var.

Tayyip Erdogan'in dobra kisiliginin ve Kasimpasali olmasinin Turk secmenleri arasinda prim yaptigi kesin ama T.C. Basbakani olmak ne genclik kollari baskani olmaya ne de belediye baskani olmaya benzemez, benzememeli. Kasimpasali tavirlari ve konusmalari secim meydanlarinda yapilabilinir ama halkimizi suni gundemlere iten ve gerginlik yaratan hassas konularda, dobraligin ve delikanliligin degil devlet adamligi olgunlugunun on planda olmasi gerekir. Acaba T.C. Basbakanin dan her konuda bir demec almak neden bu kadar kolay? Hukumetin sozcusu acaba ne is yapar? Acaba Basbakan yorum yok veya daha sonra aciklama yapacagim diyemez mi? Basbakanin danismanlari ve konusma yazarlari neden bu bosbogazliga mudahale etmez? Bu yanlis anlasmalara yol acan aciklamalar Basbakanin ilk vaakasi degil ama umarim bu olay artik bir ders olur ve gercekten politik yetenegi ust seviyelerde olan Sayin Erdogan, devlet adami olmaya bir adim daha yaklasir.