7.5.05

Soykırımlar Defteri ve Aşırı Çifte Standart.

Soykırımlar Defteri ve Aşırı Çifte Standart
(Geçen hafta cumartesi günü yazdığım uzunca bir e-postanın aynısını uzun süredir yenileyemediğim -dönem sonu hengamesi dolayısıyla- bu websitesine de böylece koyuyorum.)Mademki bu güzel cumartesi gününde Ermeni Tehciri hakkında bunca e-mail geldi-gitti, ben de bu konuda ne düşündüğümü kısaca yazmak istedim. Ermeni tehcirinin, meydana geldiği tarihten 90 yıl sonra bazı Avrupa ülkelerinde ve ABD'de (özellikle de Kaliforniya'da) bunca ilgi görmesi en azından "acayip" diye tanımlanabilecek bir durum. 1915'te ne olmuş olursa olsun, ve isterse bu bazı soykırım-etnik temizlik tanımlarına da uyuyor olsun, bu konunun bugün ve bu şekilde gündeme getirilmesi Ermeni, ABD, ve bazı Avrupa ülkelerinin samimiyetsizliğini ve utanmaz bir "çifte standart"ı gösteriyor. Neden mi? Çünkü modern dünya tarihinde meydana gelen ve sayısı şüphesiz yüzü aşan pek çok etnik temizlik ve soykırım vakalarına karşı böyle bir siyasi ve akademik hassasiyet var mı? Bi kere dünya üzerinde tamamen soykırıma dayalı olarak kurulan bir yığın ülke var, içinde yaşadığımız ABD bunların en başında. Kanada, Meksika, Peru, Guatemela, vs. tüm Amerika kıtası ve Avustralya, Yeni Zelanda gibi yeni keşfedilmiş, Avrupalı yerleşimciler tarafından kurulmuş ülkeler en kapsamlı bir soykırım ve etnik temizlik sayesinde kurulmuş ülkeler. Yani var olmalarını mümkün kılan koşul tarihsel bir soykırım. Bunlar yeni keşfedilen kıtalar. Ya Fransızların Cezayir başta olmak üzere iki düzine Batı Afrika ülkesinde ve Güneydoğu Asya'da yaptıkları, İngilizlerin Afrika'nın yarısında ve Hindistan'da yaptıkları, hatta Hollandalıların Endonezya'da, Belçika'lıların Kongo'da, Almanlar'ın Namibya'da yaptıkları? Türkiye ve çevre ülkelerine bakalım mı? Rusya 1 milyon Kırım Tatarını zorla yurdundan çıkarmadı mı? 1944'te bütün Çeçenleri trenlere doldurup Sibirya ve Orta Asya'ya sürmedi mi? 1912-13'te (ermeni tehcirinden yalnızca 2 yıl önce) 1 milyonun üstünde müslüman osmanlı vatandaşı (boşnak, arnavut, makedon, vs.) yunanistan, sırbistan, ve bulgaristan tarafından zorla Türkiye'ye sürülmedi mi? Medeni ve soykırıma hassas Avrupa milyonlarca müslüman kafkaslardan, balkanlardan, kırım'dan, zorla sürgün edilir, yolda yüzbinlercesi öldürülürken "Türkleri sonunda Avrupa'dan çıkarttık" diye bayram etmiyor muydu? Kaliforniya'daki kalburüstü zengin ermeni göçmenlerinin dedeleri insan da türkiye'de toplam sayısı on milyonları bulan boşnak, arnavut, makedon, selanikli, giritli, kırım tatarı, çeçen, çerkez, dağıstanlı, vs. soykırımdan kaçmış vatandaşlarımızın dedeleri insan değil mi? türkiye cumhuriyeti pek çok soykırımdan kaçıp kurtulan ve anadoluya sığınan milyonlarca osmanlı muslumanının yadsınmaz katkısıyla (ki Gazi Mustafa Kemal Paşa da dahil liderlerin pekçoğu böylesi türk-müslüman karşıtı etnik temizlik ve soykırımların uygulandığı bölgelerden gelen göçmenlerdir) kurduğu bir ülke (müslüman olmayan vatandaşlarımız alınmasın, bu onların ikinci sınıf vatandaş olduğu anlamına gelmiyor, yalnızca bir tarihsel gerçeği ifade ediyor). 19. ve 20. yüzyılda osmanlı müslümanlarına hemen hemen bütün "avrupalı" komşuları tarafından uygulanan soykırımlar tek tek AB ve ABD parlamentolarında tanındı mı? Hayır, bir tanesinin bile sözü bile geçmedi, geçmez, ve geçmeyecek! Ah, az daha unutuyordum, Kanada, Avustralya, ABD, derken 20. yüzyılın etnik temizliğe dayalı kurulan yegane, biricik devletini de hatırlayalım: 'kötü niyetli müslümanlar arasında bir özgürlük adacığı', şan-ı büyük sevimli ortadoğu demokrasisi, İsrail... Balkan savaşları, Kırım, Kafkasya, İsrail'in kuruluşu bir yana, daha 1993-95 yıllarında hepimizin gözü önünde ve toplama kampları kurularak gerçekleştirilen Boşnak soykırımını anma günü mü var? Aklı sol pazusunun onda biri kadar olmayan gerizekalı valimiz Arnold Schwarzennegger gün gelir Boşnak soykırımını anma günü ilan eder mi? Asla!! Daha geçen haftasonu berkeley'deki bi konferanstaydım ve utanmaz, arlanmaz bir grup profesör ve dinleyiciler boşnak soykırımının sözünü bile etmedikleri gibi 'Boşnakların yıktığı kiliseler' falan gibisinden eli kanlı Miloşeviç'lerin dilinden konuştu. Ve 1995'in üzerinden yalnız 10 yıl geçti. Boşnak soykırımından kaçanlar hala psikolojik sorunlarla boğuşuyor.... Samimiyetsiz ermeni lobisi, 11 eylülün müslüman karşıtı rüzgarını ve AB'deki türkiye karşıtlığını arkasına aldı, tasarıları tek tek geçiriyor... Bosna Hersek'in %50'sini soykırım ödülü olarak Sırplara veren "medeni dünya" da bazı reformlar karşılığı sırbistan'a üyelik ışığını yakıyor! Neyse, daha sayfalarca yazabilirim ama fikrimi "kısaca" yazmak istedim demiştim, sözümde durup e-maili burada bitiriyorum. Kısacası eğer bir "soykırımlar defteri" açılacaksa, dünyada türkiye'den özür dileyip tazminat vermesi gereken birkaç düzine devlet var; dahası, tamamen soykırım üzerine inşa edilmiş ülkeler (ABD, Kanada, Avustralya, Arjantin, İsrail, gibi) bu durumda her yıl, her ay, her gün kendi varlıklarını lanetleseler de tarih önünde temize çıkarlar mı bilmem, ama bunu yapmayacakları apaçık olduğu halde, ermeni tehcirini "soykırım" olarak tanımayı düşünmek, ABD'deki 11 eylül sonrası müslüman karşıtı fanatizmin ve AB'deki bitmeyen türkiye karşıtlığının samimiyetsiz ve kötü niyetli bi girişiminden başka birşey olamaz. Bütün bunları söyledikten sonra, Ermenilerin müslüman halkla en çok kaynaşmış ve osmanlı medeniyetine çok büyük katkılar yapmış (örneğin Osmanlı klasik müziği ağırlıklı olarak ermeni bestekarların ürünüdür) bir millet olduğunu da unutmamak, onların da ruhlarını şad etmek gerek. ermeniler bizim dostumuz, kardeşimiz, ama tarihin cilvesi bir kısmını mantıksız ve kötü niyetli bir türkiye düşmanlığına, fanatizme yöneltti. diyaloğa açık, iyi niyetli herkesle konuşmalı, aynı Osmanlı medeniyetinin (melting pot) bir parçası olduğumuzu hatırlamalı. gönül isterdi ki bunların sayısı çok olsun ama maalesef bugün için bunun böyle olmadığını üzülerek görüyoruz.

Hiç yorum yok: