2.10.07

Beytüşşebap katliamından cıkarilması gereken dersler


Bugun canım cok sıkkın.

Turkiye cumartesi gunu yillardir yasadigi en kotu katliamlardan birine tanik oldu. 7 Korucu ve 5 sivil yaklasik 400 merminin hedefi oldu. Derbide kadro disi kalan futbolcular bu 12 can kadar onemli olsa gerek, olay olmasi gerektigi boyutta buyumedi. Biraz once hurriyet ve milliyet sayfalarindan eskimis bir magazin haberi gibi kaldirilmisti bu haber. Yerine genelkurmay aciklamalari vardi. Uluslararasi basinin cogu yazmadi. BBC, 'Kurd Attack' basligini apostrof arasina alip saldirinin failinin belli olmadigini bile ima etti. Canimizin, cigerimizin yandigi boyle konularda acimizi anlatmakta ne kadar basariz oldugumuz, hakliyken hakliligimizi nasil anlatamadigimiz bir kere daha meydana cikti. Turklerde eksik oldugu soylenen halkla iliskiler geni yine yapacagini yapti. PKK'nin dis destegini kesmek icin yapilmasi gereken en onemli sey bu hainliklerin anlatilmasi olmasina ragmen bu kadar kritik bir donemde yine acimizi icimize gomduk. Peki bu hastalik acaba dogustan kaderin bir cilvesi mi yoksa tedavisi mumkun bir nevi kanser mi?

Isin birde 'kendi halkimizla iliskiler' boyutu var. Her zaman oldugu gibi 'bolucu teror orgutunun' amacsiz, plansiz adeta rastgele bir eylem yaptigi varsayimi hakim Turk medyasinda. Nedense simdiye kadar hic eylemlerin politik mesajlarini, zamanlamalarini tartismadik. Ankara'daki bomba Leyla Zana davasinin ertesinde gelmisti. Ateskesin durmasi, iki sene once dosenen mayinlarin patlamasi kuzey irak harekati tartisildiginda, secim oncesi baski arttiginda bizi Irak'a saldirmaya zorlamak icindi. Hafta sonu gelen saldiri son gunlerdeki askeri operasyonlara ve yeni imzalanan anlasmaya yonelik. Bunlari biliyoruz ama sureci tartismiyoruz.

Saniyorum ki bu goz ardi etme egilimi psikolojik harbin bir ayagi. Yani asker ve medya arasinda bu konudaki mutabakatin sonucu. Asker teror eylemlerinin amacinin missilleme veya mesaj verme oldugunun farkinda. PKK ve TSK arasinda gayet anlasilir bir dil bu ama Asker bu dilin halka desifre edilmesini istemiyor. Eger teror eylemlerinin mesajlari tartisilirsa eylem amacina ulasmis sayilacagindan eylemleri basarisiz kilmak adina onemli bir psikolojik yontem bu goz ardi etmeler. Halkin korkuya kapilmasinin, terorize edilmesinin onune gecilmeye calisiliyor. Belli ki iyi niyetli, kararlilik gosterilen bir strateji bu.

Bence bu yontemin gecerliligini tartismaliyiz. Cunku olayin askeri boyutla sinirli olmadigi, dolayisiyla askeri bir cozumu olmadigi acik ve sadece askerin anladigi halkin anlamadigi bir diyalog surdukce cozum surecine halk katilamaz. Halk sandik basina bu sorunlara cozum bulacak liderler atamaya gidiyor ama halkin sorunlardan haberi yok. Orada vahset dili konustukca halka TSK gozleminde bir tercume sunuluyor. Futbol maci sonrasi gibi, teknik direktor bir cumle konusuyor ama tercuman onceden hazirladigi yorumlari dokturuyor.

Peki butun bunlar askerin ve burokrasinin halkina guvenmeme egiliminin bir parcasi olarak gorulebilir mi? Yani halkin degil devletin bir sorunu, dolayisiyla secilmislerin degil atanmislarin cozebilecegi bir durum olarak mi degerlendiriliyor Kurt sorunu? Bence dusunulmeli. Nasil bazi konulari ekonomik siniflar mucadelesi acisindan degerlendirmek gerekirse bazi sorunlari da sivil-asker iliskileri bakimindan degerlendirmek gerekebilir. Ama netekim bizde ikiside suctur. Simdi ben bu yaziyi yazdim. Rast gelip bir cilgin ulusalci facebook dostum bunu bir savciya okutsa ben ceza yermiyim? Facebook kapanabilir mi? Valla olur olur.

Neyse onu gecelim, cesareti toplayip sormaya devam edelim. Bana oyle geliyor ki, iceriyi etkiledigimiz oranda disariyi etkilemekte basarisiz oluyoruz. Acaba ikisinin bir baglantisi olabilir mi? Turk milletinin yildirici teror karsisinda dirayetinin sarsilmaz oldugunu gostermek ve bunu garantiye almak icin caba sarfediyor asker ama bunu yaparken bati dogudan habersiz kaliyor, dogu batidan. Ayni dil konusulmuyor. Aradaki tercume yamuk. Yabancilar bu ise baktiklarinda bize oranla daha dogru tercume ediyorlar. ne yazik ki bizim ulkemizin batisini ve dogusunu, bizim birbirimizi anladigimizdan daha net anliyorlar.

Bugun bir Hurriyet okuyucusu yorum yapmis. 'Birisi bana Kurtlerin sorunlarinin ne oldugunu soyleyebilir mi?'. Tavsiyem yurt disina ciksin. Yada Diyarbakir'a gitsin gozunun tutmadigi her adamla konussun. Cunku sorunun en anlasilmadigi yer bati Turkiye! Asker olayi sadece askeri boyuta indirgeyip kendi sorumluluguna almaya karar vermis. Halkin rolu, sarsilmamak. Sarsilmadan askere destek olmak. Halkin sorundan haberdar edilmesi, surece aktif olarak katilmasi onun rolleri arasinda degil. Iste asil sorun burada.

Hele ki halka bu isin tercumesini yapmaya calisin. Hele bir halkin meclisine bunlari konusmaya calisin. Kim veriyor size cevabi? Buyukanit Pasa.

Genelkurmay bugun aciklama yapip DTP'nin kapanmasini istedigini ima etmis. Daha meclis bugun acildi...

Goruyorsunuz degil mi ne demek istedigimi?

12 Cani Turk askeri katletmedi. Katiller amaclari veya motivasyonlari ne olursa olsun daga ciktiklari gun haksiz duruma dustuler. Evet tabi ki suc askerin degil.

Ama sorunun cozulemesinin onunde askerin mantalitesi, daha dogrusu 12 Eylul Turkiye'sinin dinamikleri birer engel olarak duruyor.

Bu sorunun cozulecegi yer halkin meclisidir. Bir cok konuda yaptigimiz gibi kendimizi kandirmayalim artik, acikca konusalim. Eline silah alanlar ne demek istedi? Bu halk sanildigi kadar aptal degil, gercekler soylendiginde korkup sinecek diye birsey yok. Eger soruna cozum ariyorsak olaylari tum ciplakligiyla tartismali ve dusuncelerin objektif sekillenebilecegi, doyasiyla diyalogun kolaylasacagi ortami saglamamiz gerekir. Eger hakliysak acik konusmaktan cekinmek niye?


Benzer bir yontem de 'Devlet eskiyayla masaya oturmaz' yontemi. Yani ne olursa olsun hic bir konuda PKK'yla pazarlik yapilamayacagi, bir taraf olarak kabul edilip gorusulemeyecegi. Bu yontemin uzantisi olarak PKK'nin ateskes ilanlari tek tarafli birakilir, gorusme talepleri, basin aciklamalari gormezdne gelinir. Bu yontemin dogrulugunu ve mantigini daha once hic bir siyasi (DTP disinda) sorgulamamistir. En azindan sorgulasa bile bunu acik acik yapmaya cesaret edememistir.

Belki bu yontemi de tartismaliyiz.

Cunku bunlari tartismazsak o zaman sorunun nesini tartisiyoruz anlamiyorum.

Offf, neyse. Bir sarkiyla bitiriyim.

Bugun canin cok sikkin
hersey sana zor geliyor
olabilir.
Bugun 12 kisinin cenazesi kaldirilmis
Uluslararasi basin yazmamis
olabilir.
Sanki sen yeniden o bildigin
kaosun icindesin
kimbilir

Günlerin getirdiği
Senin yitirdiklerin
Sanki hiç umut yok
Çok yorgunsun

Ne olursa olsun
Yaşamaya mecbursun
Ne olursa olsun
Yaşamaya mecbursun

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok başarılı..

dar bir noktadan değil de, temas edilen bir çok noktanın derinliği yazının bütünlüğüne çok güzel yansımış..

ellerinize sağlık...