2.5.05

“MEIN KAMPF” NEDEN YOK SATIYOR?

Su an ulkemizin gundemini isgal eden en onemli tartismalardan biri Nazi rejiminin korkunc anilarla geride kalmasininin 50. yildonumunde Hitler’in basyapitinin ulkemizde neden bir anda bu kadar ilgi gordugu. Acikcasi okumaya deger buldugum Radikal gazetesinde bile bu konuda yazilan yazilarin cogunu ciddiyetten uzak ve iceriksiz buldugum icin kendim bu konu uzerine yazmaya karar verdim. Buyrun okuyun.

Turkiye’de gectigimiz yil icinde fasizme olan ilginin artmasini bir kac farkli sebeple aciklamaya calisiyorum;

Birinci sebep ekonomik. Karl Polanyi’nin Nazimin koklerini serbest market politikalarina baglamasindan esinlenen bu fikir Turkiye’nin gectigimiz bir iki yil icinde siki sikiya takip ettigi neo-liberal ekonomi paketi ile Mein Kampf’in satis oranin birbiri ile alakali oldugunu tartisiyor. Bu fikre gore, gereginden hizli gerceklestirilen neo-liberal ekonomik reformlarin yarattigi issizlik ve dolayisiyla ortaya cikan sosyal gerginlik fasizme ortam hazirliyor. Bugun 1 Mayis isci bayrami ve gazetede gordugum kadariyla bir zamanlar sosyalist milyonlarin doldurdugu Moskova meydanlarinda bugun fasist sloganlar bir mayisa damga vurmus durumda. Bu bize neyi gosteriyor? Fasisme olan ilgi global bir eksende mi yukseliyor, yoksa Rusya ve Turkiye tarihin su anki konumunda ortak bir sorunumu tecrube ediyorlar? Biliyoruz ki Rusya yakin gecmiste Turkiye’den daha dramatik bir sekilde neo-liberal reformlarin denegi olmustu.

Ikinci bir sebep ise sosyolojik; Turkiye’nin klasiklesmis kimlik sorununu vurguluyor. Gectigimiz iki sene icinde Turkiye’nin Avrupa Birligine girme cabalari ve surekli olarak yogunlasan uluslararasi diyaloglari Turk halkini daha once alisik olmadigi bir sekilde yabanci halklarla yuzlestiriyor. Bu yuzlesme, bizim kendimizi yeniden tanimlamamiza, kendi kimligimizi digerlerinden farkliligimiz uzerinde kurmamiza sebep oluyor. Iste bu kimlik karmasasi, halki kimligini tanimlama konusunda meraka ve bu durumda asiri uclara egilmeye yonlendiriyor. Ozellikle Ermeni sorunu, kurt sorunu gibi hassas meselelerin yabancilarla daha rahat tartisilmasi ulkemizin bu konulardaki politikalarinda kapali oldugu donemlere oranla buyuk bir faklilik yaratiyor. Bir iki yil oncesine kadar Turk halki, kendi hakkinda bilmek istedigi gercekleri bilmeye bu kadar alisik iken, uzerine toplum ideolojimizin temmellerimizi dayandirdigimiz bazi fikirlerin Avrupalilar tarafindan bu diyaloglarda desifre edilmesi, ozellikle muzaffer ciktigimiz kurtulus savasimizin ve yakin tarihimizin Avrupalilar tarafindan suphe ile sorgulanmasi bu kimlik sorununu iyice atesleyip asiri milliyetci duygusal tepkilere sebep oluyor.

Ucuncu sebep ise duygusal. Son iki sene icinde sanki modern bir tanzimat devri olarak tanimlanabilecek sekilde iradesiz yuruttugumuz dis politikalarimiz halkin midesini bulandiriyor. Avrupa Birligine girme yolunda benimsenen boyun egme, taviz verme politikalari, 600 seneyi askin bir devlet gelenegine bagli olan toplumumuz icin kabullenemez seviyelerde assagilayici oluyor. Kibris konusunda teslim bayragi cekilmesi, Turkiye’yi ziyaret eden Avrupali diplomatlarin, devletler arasi diplomaside esi benzeri gorulmemis bir sekilde teror zanlilarinin yakinlarini, mahkum edilmis kimseleri, etnik azinliklarin temsilcilerini gormeleri ve Turk devletinin butunlugunu ve sayginligini hice saymalari, ve halihazirdaki yoneticilerin bu durumda sessiz kalmalari artik halkin sabrini tasiriyor. Iste bu sebepler yurt icinde boyun egmeyen bir liderin veya kurumun (TSK’nin surekli olarak pasifize edilmeside bir faktor) eksikligi ile birlesince halkin ice kapanmaya, organize olmaya, en onemlisi guclu olmaya olan merakini arttiriyor.

Dorduncu sebep ise benim dinazor teorisi adini verdigim bir durumu ozetliyor. Cengiz Han ve Buyuk Iskender gibi istilaci, ve kan doken liderlere olan ilgimiz aslinda Hitler’e olandan hic farkli degil. Bugun olasi tehlikesinden korktugumuz seylerle, mesela hayatta olan diktatorlerle ilgilenmezken, gecen 50 senenin verdigi bir cesaretle fasizme bir tehdit degil, bir felsefe olarak yaklasabilme olasiligimiz var. Ayni korkunc dinazorlara, jurrasic parka olan ilgimiz gibi, bizden guvenli derecede uzak, tehdit olusturmayan ve ozellikle olu olan buyuk guclere karsi koyamadigimiz bir ilgi duyuyoruz. Eminim gecenlerde NTV de yayinlanan Cengiz Han belgeseli kendi dalinda izleme rekoru kirmistir.

Bu dort ana sebebin disinda bazi yan fikirlerde yok degil. Mesela cok sevilen TV dizisi Kurtlar Vadisi’nin halk uzerinde boyle etkiler yarattigi. Veya Mein Kampf’i pazarlayan yayinevinin cok basarili oldugu gibi (Netekim Trabzon ve Sakarya daki linc girisimleri bu ilginin Mein Kampf la sinirli olmadigini gosteriyor). Eger bana sorucak olursaniz kitabin yazarinin yuksek hitabet ve ikna yetenegi ve sundugu argumanlarin kulturel birikimi derin olmayan kimseler icin dusulmesi cok kolay bir girdap olmasida butun bunlara ekleme yapiyor. Ayrica Filistinde sure gelen catismanin getirdigi anti-semitist onyargilarda Hitlere olan meraki atesliyor olabilir. Ote yandan eger fasismin genetik bir yatkinlik olduguna inaniyorsaniz o zaman Turk toplumunun fasisme dogasi geregi merakli oldugunu da iddia edebilirsiniz.

Butun bu sebepleri ard arda dizince Turkiye’de ki Mein Kampf sendromunun aslinda gercekten surpriz olmadigi ve vahim gelismelerin isaretcisi oldugunu gormemek imkansiz oluyor. Ama bana soracak olursaniz, bu sendrom Turk halkinin hala pasifize olmadiginin, sacma, duygusal hatta ilkel bile olsa hala politik varligini ve reaktif potansiyelini surdurdugunun bir isaretcisidir ve dikkate alinmalidir. Bu potansiyelin ic politika dengelerine yansima olasilinigi goren politik gruplar (MHP, DYP) bu firsati iyi degerlendirecek ve kendinlerini bu oylarla meclise tasima girisiminde olacaklardir. Hatta daha once ki yazilarimda surekli iddia ettigim gibi AKP’nin gelicek secimlerden kesin zaferle cikmasi bu hareketlenmelerle zora girmistir. Netekim burada en buyuk firsat yine CHP’nin elindedir, ama ne yazik ki CHP son yillarda yaptigi gibi bu tarihi iktidar firsatini da basiretsiz ve basariz yonetimi sayesinde degerlendiremeyecektir. Turkiye’nin acilen bir sola, solun acilen bir lidere ihtiyaci vardir.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

sacmalik bu yazilanlar.
Kavgam kitabini okumadiginizi dusunuyorum.cunku iceriginden hic haberdar degilsiniz yazinizdan anladigim kadariyla.Kavgam kitabinda asalim , keselim , yakalim diye birsey yazmiyo.okusaydiniz anlardiniz.
Turkiye deki Milliyetci kesim cok atesli ancak bunun tek sebebi siz kurdlersiniz.herseyde milleti kizdiriyor herkesin gazina gelip bolunmek icin ugrasiyorsunuz.
Kavgam kitabinin fazla satmasi sizi neden endiselendiriyor?cok mu korkutuyor sizi Milliyetci duygularimiz?

Adsız dedi ki...

Very cool design! Useful information. Go on! adr joint pain levaquin minnetonka shoes male impotence and erectile Navigation und auto und testbericht

Adsız dedi ki...

Very nice site! » »

Adsız dedi ki...

You have an outstanding good and well structured site. I enjoyed browsing through it zithromax over night Cts floor mats Car alarm light innovative bank and merchant account application Lending institutions merchant accounts mitsubishi carisma insurance laser tattoo removal ketchikan zithromax alcohol consumption merchant account egypt lesbian erotic stories illustrated