Stratejik vizyonu kuruldugundan beri sinirli olan Turkiye Cumhuriyeti nin uluslararasi alandaki uzun donemli yaptigi ilk stratejik hamle NATO ya girmek olmus ve sonraki 50 senelik dis iliskiler stratejimizi bu hamle belirlemistir. Sovyetler dagildiktan sonra her ulke gibi bir bocalama yasayan Turkiye, enerjisini AB uyeligine yoneltmis ama alternatifler uretme ve bolgesel bir guc olma yolunda stratejiler gelistirememistir.
Merhum Turgut Ozal ozellikle Orta Asya ulkeleri ile iliskilerimizi ve isbirligimizi gelistirmek icin cok ugrasmis ama maalasef omru yetmemistir. Ondan sonra Demirel birkac sembolik ziyaret yapmasi disinda Orta Asya daki Turki Cumhuriyetlerinle ilgili uzun ve orta vadeli bir strateji gelistirilmemis, ozellikle Ozbekistan ve Azerbaycan ile iliskilerimizde gerileme olmustur. Turkiyenin bu genc ulkelere bir ornek ve destek olmasi gerekirken, etliye sutluye karismadan Orta Asya daki diktatorlerin ve baskici rejimlerin yesermesine seyirci kalinmistir.
Orta Asya daki Cumhuriyetler belki bugun cok buyuk bir oneme ve ekonomik guce sahip olmasalarda, dogal kaynaklari ve Sovyetlerden kalma altyapilari ile buyuk bir potansiyele sahiptirler. Bu bizim AB ye mahkum olmus dis politikamiz icin uzun vadeli bir cikis yolu ve alternatiftir.
AKP hukumeti tarafindan yurutulen komsula yeniden yaklasim ve sifir sorun politikasi gercekten cok geciken ama onemli bir baslangictir ama Turkiyenin kapasitesi acisindan yeterli degildir. Ozellikle buyuk kulturel ve tarihsel baglarimiz olan Orta Asya Cumhuriyetleri ile iliskilerimizde yeni atak stratejiler belirlenmelidir.
Allahtan sonunda beklenen tepkiler ve patlamalar olmus ve Orta Asya halki, Kirgizistan ve Ozbekistan da goruldugu gibi degisim istegini acik bir sekilde belirtmistir. Ama ne yazik ki yine Turkiye den bu konuda hicbir tepki veya destek gelmemistir.Ozellikle sozde "demokrasi" ve "ozgurlukleri" benimseyen "Bush doktrin"i kullanilarak A.B.D. ile Orta Asya da reform icin sikistirilmali ve ortak calismalar yapilmalidir. Yozlasmis, yolsuzluk icinde yuzen, vizyonsuz bir Orta Asya nin ne bu Cumhuriyetlerin halklarina, ne Turkiye ye ne de Dunya ya hicbir yarari yoktur ve Orta Asya daki rejimler yakinda surdurulemez bir duruma gelicektir.
Bu stratejik atak sadece Turkiyenin uluslarasi platformdaki onemini arttirmakla kalmaz Orta Asya da olusmasi muhtemel demokratik rejimlerin ve halkin Turkiye ye cok farkli bir sekilde bakmasini saglar. Firsat bu firsattir ve Basbakan basta olmak uzere hukumet Turkiye nin Orta Asya ya verdigi onemi ve demokratik reform isteklerini aciklamalari, yozlasmis diktatorlerin degil, bu ulkelerin halklarinin yaninda oldugunu belirtmeleri ve bu konularda uluslararasi arenada gerekli girisimlerde bulunmalari lazimdir yoksa Orta Asya ve stratejik onemi buyuk olan Turki Cumhuriyetleri birkez daha kaybedilecektir. Turkiyenin yeni acilimlarla onunun acilmasini sadece bu cok yonlu stratejik planlama saglayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder