2 yillik bir aradan sonra nihayet Turkiye'ye donebildim, kisa bir sure icin de olsa. Gelir gelmez, hasret giderme hengamesi bir yanda, elimde kumanda televizyon kanallarini gezmeye, ne var ne yok ne degismis gormeye calistim.
Neyse, konu bu degil. 25 Mayis'ta geldim, tam da 27 Mayis darbesinin yildonumu uzerine geldigimi farketmemistim, hemen sonrasinda istanbul'un fethinin de yildonumu (31 Mayis) vardi. Ozellikle 27 Mayis'in yildonumunde yazilip cizilenler, televizyon ekraninda konusulanlar, beni hem hayrete dusurdu, hem uzdu, hem de yakin tarihimizin bu kadar onemli bir olayi hakkinda hala birbirine taban tabana zit yorumlarin, onca bilgi, belge, ve kanitlara ragmen hala bu kadar sevkle savunulabilmesi Turkiye'de demokrasiden insanlarin ne anla(ma)digini bir kez daha gosterdi. Ozellikle TRT 1'de Cuma gecesi Konusuyorum'da Aydin Menderes ve Mumtaz Soysal'in (ve birkac akademisyenin) katildigi bir forum vardi ki hani tarihsel bir karsilasma denir ya, tam o cinsten bir karsilasma. Megersem Aydin Menderes, 27 Mayis anayasasinin mimarlarindan ve darbenin o gunden bugune en tutarli savunucularindan, ve hatta denilebilir ki post-facto ideologlarindan, birisi olan Soysal'la daha once hic karsilasmamis. 46 yil rotarli da olsa yerinde bir karsilasma; ikisi de birbirine saygida kusur etmediler.
27 Mayis'a giden surecte iktidar ve muhalefetinin karsilikli uzlasmazlik ve sertlikten dolayi belli bir tikanma yasadiklarinda herkes hemfikir. Birseylerin belki de yolunda gitmedigi, asayisin her yerde istendigi kadar hakim olmadigi da bariz. Fakat, Aydin Menderes'in de dedigi gibi, bu tikanikligi cozecek olan "hakem"in ordunun genc subaylari olusu demokratik acidan savunulabilir mi? Dahasi yaklasan bir genel secim oldugu halde, halkin demokratik hakemligini bir tarafa atip, ordudaki bazi albaylarin kendi aralarinda anlasarak, kendilerinden yuksek rutbeli generalleri, genelkurmay baskanini falan da bertaraf edip, tutuklayip, goz hapsine alip, darbe yapmalari apacik bir kanunsuzluk, anayasasi ve halk iradesini hice saymak degil mi? Boyle bir askeri kalkisma, baska bir yerde olsa cunta, fasizm, militarizm, vs. denebilecek bir ara rejim, nasil oluyor da Turkiye'de cumhuriyeti savunmak olarak lanse edilebiliyor?
TRT'deki Konus-u-Yorum'dan biraz once CNN Turk'te Taha Akyol'un Egrisi Dogrusu'nda Menderes'in Yassiada'daki avukatlarindan Husamettin Cindoruk sahne aldi ve baslarindan gecen feci olaylari anlatti. Yassiada'nin nasil bir hukuksuzluk urunu oldugunu, Menderes basta olmak uzere devlet yonetmis, halk iradesinin vekili olan onca kimsenin nasil kotu muamelelere maruz kaldigini, Menderes'i belki de idamdan kurtaracak ifadeyi verecek tanigin mahkeme tarafindan nasil dinlenmedigini, hatta onun dinlenmesi tarafari olan hakimin nasil bertaraf edildigini, ve kisacasi 27 Mayis cuntacilarinin bir intikam hirsiyla ve hukuk dinlemezlikle Yassiada mahkumlarina yaklastiklarini, ve mahkemenin sonucunun zaten basindan belli oldugunu, ve mahkemenin idamlarda en keskin ifadesini bulan bu onceden verilmis karar ve yargilara kanuni bir goruntu vermekten ibaret oldugunu, detaylariyla anlatti.
Dahasi, 27 Mayis'in olusturdugu Senato, vs. gibi Meclis disi kurumlarin yegane gorevi Meclis'te ifadesini bulan halk iradesine ipotek koymak, onun tecellisini engellemek olup, dogasi geregi anti-demokratiktirler. Dahasi, simdi sol'un ve bilhassa Kemalist Sol ve Ulusalciligin ideologu, entelektuel lideri sayilmasi gereken Attila Ilhan'in da pek cok kereler, kitaplarinda ve konusmalarindan tekrar tekrar anlattigi gibi, 27 Mayis, Amerika Birlesik Devletlerinin onayiyla, ve Menderes'in Sovyetler Birligi'ni ziyaret etmeyi planladigi bir donemde, Turkiye'yi ABD yorungesinde kesinkes tutmak amaciyla da yapilmistir. Elbette darbeyi duzenleyen albaylari en cok motive eden sebep bu dis politika mulahazasi degildir ve olmasi da beklenemez; ama ABD destekli, ve ABD cikarlarina hizmet eden bir askeri darbeyi de ilericilk, solculuk ve hatta sosyalizme acilim olarak takdim etmek de ne derin bir akil karisikliginin ifadesidir onu da buyrun siz dusunun. Turkiye'deki siyasi ortamin dusundurdukleri kisaca boyle.
2 yorum:
Turkiye de toplum muhendisligine meraklilar cok. O yuzden Turkiye de her darbe birilerinin islerine gelir ve mutlaka bir savunucusu, ideologu bulunur.
Bunca yildan, tecrubeden, acidan sonra hala kendine aydin diyenlerin bile demokrasiyi icine sindirememesi gercekten cok aci. Bence gercek demokratlik ayni bir dini inanc gibi sapmalara, yanlis anlamalara acik. Isin aslinda o inanci kazanmak icin caba sarfetmek gerekiyor, onyargilardan arinmak ve bu fikre mantik yolu ile ulasmak gerekiyor.
Yorum Gönder