Hep getirdigi yeni siyaset ve hizmet anlayisi ile ovdugumuz AKP ne yazik ki secim gunu yaklastikca Turk siyasetinin sig ve klasik populist politikalarina bir donus sergilemekte. Turk siyasetinin degisimine ve modernizasyonuna onculuk edecegini dusundugumuz AKP hukumeti hem kendi icindeki hazimsizlik ve vizyon eksikliginden, hem de degisime direnen sistemin dis etkenlerinden dolayi nefessiz kalmis durumda. Sadece cok calismakla degil vizyon yaratmak, siyaset uretmekle basarili bir iktidar olunabilinir, sonucta Turkiye Cumhuriyeti bir belediye baskanligi degildir. AKP her ne kadar bazi projelerle ve bir muhafazakar demokrat cerceve ile ise baslamissada ozellikle ic siyasette karsisina engeller ciktikca bu engelleri yeni siyasi manevralar veya yeni bir vizyon ile asmayi becerememis, ya geri adim atmis ya da basit agiz dalaslarindan oteye gecememistir.
Erdogan'in Diyarbakir da ki konusmasi ve Kurt Sorununu gundeme getirmesi, AB icin yapilan azinlik reformlari ile birlikte Turkiye nin dogru yolda gittiginin isareti idi. Ancak PKK eylemlerinin siklasmasi, protestolar ve milliyetciligin Turk kamuoyunda yukselen bir deger olmasi AKP nin pozisyonunu yeniden ayarlamasina sebep oldu. Gecen hafta Newsweek de cikan Turkiye ile ilgili yaziyi okuyunca bunu daha iyi gorebiliyorsunuz. Her ne kadar dergi bu degisimin sonuclarini abartmis ve sansasyonel hale getirmis olsa da AKP ve Basbakan da ki bazi onemli soylem degisikliklerine parmak basmis. Hem ekonomide hem siyasette gunu kurtarmaya yonelik populist politikalara son verme iddasi ile iktidar olanlarin bu zig-zag politikalari eski aliskanliklarin hala devam ettigini ve bir vizyon eksikligi, bir misyon belirsizligi oldugunu gostermekte. Surekli tabani, orduyu ve yerlesik duzeni, veya merkez sagi mutlu etmek arasinda gidip geliniyor. AK Parti artik toplama ve kisilere endeksli bir parti olmadigini kanitlamak ve programini uygulamak zorunda.
Dis siyasette AB ye tam uyelik ve komsularla iyi iliskiler ekseninde planli ve programli bir siyaset yurutulurken ic siyasetteki bu tikanma sadece medyaya veya bazi dinazorlasmis kurumlara veya kisilere atfedilmemeli, AKP nin vizyonsuz siyaseti de bu cozumsuzlugu ve sonucunda hem toplumda hem de AKP de olusan asabiyetin sorumlusudur. Sucu hep baskalarina atarsaniz hicbir zaman ozelestiri yapamazsiniz ve AKP Turkiye nin gelecegine damga vurmak ve kalici olmak istiyorsa ozelestiri yapmak zorundadir. Her ne kadar bazi partililer ozelestiri yapmaya calissada, Turkiye de ki siyasi kulturun bunu bir ic muhalefet gibi gormesinden dolayi, bu sesler hep ciliz kalmakta ve Basbakan Erdogan tarafindan ciddiye alinmamakta.
Onumuzdeki secimlerde AKP yi ve Erdogan'i zorlayacak ve toplumun genis bir kesimine hitab edecek bir parti veya lider gozukmediginden olasi ikinci bir AKP iktidarinin hala bu acmazlar icindeyken memlekete ne kadar yararli olacagini da sorgulamak gerek. Belki birbirlerini yemekten paralize olan koalisyon hukumetleri doneminden cikmis olabiliriz ama Turkiye sadece cok calisan degil artik ayni zamanda Turkiye icin bir vizyonu olan ve bunu planli, programli bir sekilde asama asama gerceklestiren ve halka anlatabilen bir hukumeti hakediyor. Daha once de yazdigim gibi (bkz. AKP'nin iktidar sendromu) citayi yukselten AKP'nin Turkiye nin siyasi partiler mezarligina gomulmemek icin surekli kendini yenilemesi ve asmasi gerekmekte.
5 yorum:
Belki de ilk defa Serim'in yazdigi her cumleye yurekten katiliyorum. AKP goreve geldiginde web sitelerine gidip progralarina ve misyonlarina bakmis ve umutlanmistim. Iktidarin ilk iki/bucuk senesi icinde ise bu umutlarimin bosa cikmayacagina kanaat getirmistim. Fakat Serim'in soyledigi gibi AKP yeni bir ANAP vakasi olmak uzere. Bu siyasi partiler mezarligina gomulmeden degismeli ve gelismeli, tekrar vizyon kazanip basit meselelere takilmamali. Taban'a oynama cabasindan vazgecmeli ve millete fayda saglayacak yonde ilerlemeli.
Bana kalirsa bu tikanikligin sebebi kadrolar. Ne yaparsaniz yapin eger dogru insanlarla calismazsaniz dogru sonuclar elde edemezsiniz. AKP kadrolarinda secim tabanini tatmin eden bir siyaset izleyerek Turkiye'ye fayda saglayabilecek cok yuksek potansiyeli olan kimseleri izole ediyor. Eger merkeze bagliliklarini koruyup, defter sayfalarini yirtmaktansa ilimli hareket ederlerse bu kadrolari yanlarina cekip memlekete daha yararli isler yapabilirler diye dusunuyorum.
Evet biz bir temsil sistemi ile yonetiliyoruz ama yoneticilerin halk arasindan siyrilabilen, kisilikleri ve basarilari ile ornek olacak kisiler olmasi gerekir - halkin aynasi degil. Ali dibocular, karisini doven milletvekilleri, yesil sermaye aracisi danismanlarla bir vizyon kazanmak mumkun degil. Kendini aynada izleyen bir karakter vardi pamuk prenses masalinda - iste ona doneriz meclisin seviyesi boyle olursa! (sonra 7 cuceler (bkz talabani,barzani) bile alay eder bizimle!)
Vahim olan AKP nin tabanini bile mutlu edecek politikalari uygulayamadigidir. AB bahanesi olmasa insan haklari ve ozgurlukler konusunda da eli kolu bagli kalicakti. Iktidarin bir iktidarsizlik durumu soz konusu. Bu tabi dedigim gibi sadece AKP nin sucu degil ama buna katkisi buyuk. Ayrica olay karisini doven milletvekili, basi ortulu es veya yolsuzluk yapan belediye baskani degil, buyuk iktidar partilerine her zaman boyle curuk elmalar girer ve butun parti uyelerini tek tek incelemek ve secmek bitmek bilmeyen bir enerjisi olan Erdogan icin bile olanaksizdir. Vizyonu olmasi gerekenler liderlerdir, bu ornekte basbakan, bakanlar, danismanlar vs. Vizyonsuzluk eger liderlerde de varsa o zaman iste bu tablo ortaya cikar. Ben burda bir "elitler bizi yonetsin" teorisini de savunmuyorum, vizyon sadece dogdugun yerden, ailenden veya egitim seviyenden gelmez, ancak kim olursa olsun bir liderin kendini bir seviyeye kadar yetistirmesi lazimdir. Biz ekonomi, siyaset profesoru olan liderlerde gorduk ve gormekteyiz; ama ne yazik ki sadece iclerinin ne kadar bos oldugunu.
Ben zaten "elitler" veya "teknokratlar" bizi yonetsin demiyorum. "Halkin arasindan siyrilan, basarilari ornek olan" kimseler diyorum. Bence Erdogan ve yakin kurmaylarinin vizyonsuz oldugunu soylemek haksizlik olabilir cunku bana kalirsa su an gordugumuz bir yorgunluk belirtisi ve bu yorgunlugun sebebi de yine yetersiz kadrolar. Eger daha guclu, yaratici, egitimli kadrolarla calissalar bu kadar yorulmazlar hemde medyanin ve "kurumlarin" (bkz danistay, cumhurbaskanligi) bu kadar sert muhalefetine maruz kalmazlardi. Ben Erdogan, Gul ve hatta Arinc'in bu ulke icin kaygi verici vizyonlari oldugunu dusunenlerden degilim (belki yanlisim) ama calistiklari insanlar icin ayni seyi soyleyemem.
Daha once bir tartisma vardi, Kemal Dervis, Ozal doneminde goreve cagirildiginda kapida cikarilan ayakkabilari gorup calismak istemedi diye. Bakin o Dervis su an hukumetin sirtini yaslayip cok ovundugu programi hazirlayan kisi oldu... Ben kisacasi diyorum ki AKP kapida ayakkabi cikarmaktan vazgecmeye, yani kendinden feragat etmeye daha yatkin olmali ki baska Dervislerde veya Babacanlarda ulkeye katki saglayabilsin. Bu hem AKP hem Turkiye icin iyi olur. Sonucta AKP kendini gelistirip degistiremezse bu ulkeyi hic degistiremez gorusunde birlestigimiz icin bende diyorum ki AKP degismeye devam etsin, kadin doven adami partiden atsin, yolsuzluk yapani uzak tutsun, turbanin siyaseti yerine ozgurlugun siyasetini yapsin (samimiyetle) iste o zaman her sey daha iyi olur.
best regards, nice info »
Where did you find it? Interesting read » » »
Yorum Gönder